Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Devlet-PKK çatışmasında Türk paramiliterleri - Ayhan Işık

  Ayhan Işık [i] Özet Bu makale, Türk devletinin paramiliter örgütlerinin zaman içindeki dönüşümüne ve bu örgütlerin muhaliflere, özellikle Kürtlere, karşı “kullanışlı” bir araç olarak nasıl kullanıldığına odaklanmaktadır. Paramiliter gruplar, yaklaşık kırk yıldır devam eden Türk devleti ve PKK arasındaki çatışmaların ana aktörlerinden biridir. Bu gruplar, 1980’den beri, özellikle savaşın yoğun olduğu zamanlarda bazen yardımcı kuvvet olarak, bazen de ölüm timlerine dönüşerek, PKK’yi desteklediği düşünülen Kürt sivillere karşı faili meçhul cinayetler, zorla kaybetmeler ve yargısız infazlarda resmi ordu güçlerinin yanında  kullanılmışlardır. Yazıda, Türk devlet elitlerinin bu aparatı yalnızca iç siyasette değil, Orta Doğu’da ve Kafkasya’daki çatışmalarda kullandığını hatta devletin bu paramiliter geleneğini Batı Avrupa’ya kadar genişlettiğini tartışacağım. Paramiliter Örgütlerin Oluşumu Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden bu yana yüz yıldan fazla bir zamandır, farklı Kürt siyasal hareke

Rojava'dan Sonra Rojava - Fouâd Oveisy

Resim
Bir hayalim vardı. 2015 yılında kendimi özgür Rojava topraklarında, belki de Suriye İç Savaşı’nda savaşan ve Rojava'daki feminist devrime öncülük eden meslektaşlarımla birlikte sömürgeden arındırılmış bir eleştirel teori okulunda öğretmen olarak hayal ederdim. Bu rüyada öğrencilerim ve ben Abdullah Öcalan’ı okur ve devrimin geleceği hakkında hararetli ama yoldaşça bir tartışma yürütürdük. Sınıfın pencerelerinin ardından Efrîn’in dağlık manzaralarını görebiliyordum. Bu rüyada, zaman zaman dostlarımı, sevgililerimi, kredi kartı şirketlerini ve iyi niyetli ırkçıları, hatta anlamsız işleri ve sonsuza dek bıraktığım kapitalist metropollerin yabancılaşmış vatandaşlarını görürdüm. Bu hayalden hiç pişmanlık duymadım. 2015 yılına gelindiğinde Rojava'daki devrim, tüm olasılıklara rağmen zaman tarafından sınanmış ve felaketi önlemişti. Dünyanın dört bir yanından birçok solcu ve devrimci bu devrimi kalıcı, Orta Doğu'yu değiştiren, radikal demokratik bir siyasi alternatif olarak görmeye

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve Katılımcı Demokrasi - Cemal Sarı

Resim
  Geçtiğimiz günlerde, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın  T24 ’te kaleme aldığı bir yazıda, son zamanlarda sıkça tartışmalara konu olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusu ele alındı. Yazı, konu üzerine yapılan en nitelikli tartışmayı içeriyordu. Son zamanlarda sıkça, özellikle muhalefet tarafından dile getirilen Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i dokuz başlıkta ele alan Selahattin Demirtaş, önerdiği sistemin eski statükoya dönüş talebi olmadığını, yeni bir sistem önerisinde bulunduğunu öne sürdü. Demirtaş’ın yazısında vurgu yaptığı biçimiyle, eski statükoya dönüş niteliği taşıyacak olan düzenlemelerin parlamentarizm üzerinde reform niteliği taşıyacağı konusunu özellikle belirtmekte fayda var. Ancak diğer yandan, Demirtaş’ın da metinin içerisinde dile getirdiği biçimde, özellikle statükoyla yaşanan kimi gerilimler bulunmakta. Bu yazıda, Demirtaş’ın önerdiği sistemle, statüko arasındaki gerilimlere, kimi zaman bir reform isteğine dönüşen taleplerine odaklanılacaktır