Devlet-PKK çatışmasında Türk paramiliterleri - Ayhan Işık

  Ayhan Işık [i] Özet Bu makale, Türk devletinin paramiliter örgütlerinin zaman içindeki dönüşümüne ve bu örgütlerin muhaliflere, özellikle Kürtlere, karşı “kullanışlı” bir araç olarak nasıl kullanıldığına odaklanmaktadır. Paramiliter gruplar, yaklaşık kırk yıldır devam eden Türk devleti ve PKK arasındaki çatışmaların ana aktörlerinden biridir. Bu gruplar, 1980’den beri, özellikle savaşın yoğun olduğu zamanlarda bazen yardımcı kuvvet olarak, bazen de ölüm timlerine dönüşerek, PKK’yi desteklediği düşünülen Kürt sivillere karşı faili meçhul cinayetler, zorla kaybetmeler ve yargısız infazlarda resmi ordu güçlerinin yanında  kullanılmışlardır. Yazıda, Türk devlet elitlerinin bu aparatı yalnızca iç siyasette değil, Orta Doğu’da ve Kafkasya’daki çatışmalarda kullandığını hatta devletin bu paramiliter geleneğini Batı Avrupa’ya kadar genişlettiğini tartışacağım. Paramiliter Örgütlerin Oluşumu Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden bu yana yüz yıldan fazla bir zamandır, farklı Kürt siyasal hareke

İnterkomünalizm: Kara Panter Partisi'nin "Baş Teorisyeni" Huey P. Newton'un teorileri (I) - Delio Vasquez


 

5 Eylül 1970'de Kara Panter Partisi (Black Panter Party / BPP)'nin kurucularından Huey P. Newton, Philadelphia'daki Devrimci Halk Anayasa Konvansiyonu'nda “interkomünalizm” teorisini ortaya attı. Daha sonra bu teoriyi o yılın Kasım ayında Boston College'daki bir dinleyici kitlesinin önünde sundu ve ardından Şubat 1971'de Yale Üniversitesi'nde ve daha sonra Oakland'da birkaç gün boyunca psikolog Erik Erikson ile yaptığı ortak bir konuşma sırasında tekrardan dile getirdi. Newton'un Yale'deki açılış konuşması açıkladığı tezi bir saatten fazla sürdü, ancak daha sonra yayınlanan Ortak Zemin Arayışı'nda yaklaşık olarak on sayfaya düşürüldü. Komünalizm üzerine görüşlerinin felsefi bir temeli olan bu giriş konuşması diğerlerinin yanı sıra Hegel, Marx, Freud, Jung, Kant, Pierce ve James'in çalışmalarıyla bir bağlantı içeriyordu. Bu ana konuşmanın materyalinin bölümleri, müteakip soru-cevap ve Newton'un diğer yazılarıyla daha sonra birleştirildi, yeniden düzenlendi ve 1974'te “interkomünalizm” başlığı altında genişletildi, aynı yıl lisans eğitimini tamamlayıp geçici olarak Küba’ya kaçtı. Bu metin şimdiye kadar yalnızca Stanford Üniversitesi Özel Koleksiyonlarında arşivde bulunan Dr. Huey P. Newton Foundation Inc. Koleksiyonuna (1968-1994) erişim yoluyla mevcuttur.

İnterkomünalizm tezinin mantığı şudur: emperyalizm, ‘gerici interkomünalizme’, ‘devrimci interkomünalizme’, saf komünizme ve anarşiye yol açar. Kavramların her biri tanımlanmaya ve yeniden ifade edilmeye ihtiyaç duymaktadır.”

Kara Panter Partisi, Amerikan emperyalizmine meydan okuyan son ve belki de en önemli, ülke içi temelli sol devrimci siyasi örgüttü. KPP zirvesi, Amerika Birleşik Devletleri'nde 68 faslı kapsıyordu, Cezayir'de uluslararası bir şube kurdu ve Kongo'da eğitim aldı ve Zimbabve, Mozambik, Güney Afrika, Kuzey ve Güney Vietnam, Kuzey Kore, Japonya, Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan, Uruguay, Peru, Nikaragua, Küba, Filistin, Irak, İsrail, Avustralya ve diğer ülkelerdeki siyasi örgütlerle koalisyonlar kurdu. Nihayetinde, Kara Panter Partisi'nin etkisi ve gücü, ABD federal hükümeti ve yerel yasa uygulayıcılarının, Parti’nin yapısını yok etmek ve üyelerini öldürmek veya hareketsiz kılmak için amansız bir çaba göstermesine neden oldu -bu çaba, düzinelerce eski Panter'in hala hapsedilmesiyle günümüze kadar devam etmektedir.

Bobby Seale ile birlikte KPP'nin kurucusu olan Huey P. Newton, Oakland'da yoksulluk içinde büyüdü ve Oakland devlet okuluna gitti. Daha sonra eğitimini, kendi öğrenme yeteneğine olan güvenini ortadan kaldıran ve onu “umutsuzluk ve yararsızlık” duygularıyla baş başa bırakan aşağılayıcı bir deneyim olarak tanımladı. “Kendimizi yalnızca aşağılık olarak kabul etmedik; aşağılığı kaçınılmaz bir şey olarak kabul ettik.” Liseden mezun olduktan sonra nihayet 17 yaşında şiir ezberleyerek ve Platon'un Devlet'ini arka arkaya birkaç kez okuyarak işlevsel bir yazın yeteneği kazandı. Daha sonra kendisini antik, erken modern, modern felsefe, Aydınlanma Dönemi, Marksist, Üçüncü Dünya ve Kara Radikal siyaset teorisi; temel sosyoloji, psikoloji ve pozitivist felsefe; ve modern Avrupa, Amerikan ve Siyah edebiyatına verdi. KPP'nin varlığı sırasında Newton, partinin birincil siyasi stratejisti ve taktisyeniydi, hem  elindeki av tüfeğiyle Oakland polisinin silahlı devriyelerine ilk başkaldırının içerisinde yer alıyordu hem de kanun kitabıyla Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Zhou Enlai'ye yapılan diplomatik gezide elçilik görevinde bulunuyordu. Bilgisine ve yeteneğine rağmen, Newton,  lisede ve 1968'de hapishanedeyken IQ testlerinde 74'ün çok üzerinde bir IQ'ya nadiren çıkıyordu - bu onun “sınırda  (borderline) zihinsel yetersiz” olarak sınıflandırılmasına sebep olmuştu. Hapisteyken, yapısal ırkçılığın sürdürülmesindeki rolleri nedeniyle prensipte IQ testlerini reddederek, bu testlerin geçerliliğine karşı çıktı.

Newton, hücre hapsinden salıverilmesinden iki ay sonra, 1970 sonbaharında, KPP'nin Güney Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi'ni desteklemek için birlikler gönderme vaadi ardından Siyah topluluğun tepkisinden duyduğu derin hayal kırıklığına yanıt olarak kaleme aldığı interkomünalizm teorisini geliştirdi. Birçoğu, Siyah halkın kurtuluşunun, ABD'nin savaş açtığı Vietnamlı Komünistlerle ne ilgisi olabileceğini pek kavrayamadı. Toplumlar arası teori, Newton'un o sırada dünyanın yeni bir emperyalizm türü altında nasıl yapılandırıldığını anladığına dair siyasi ve ekonomik bir açıklama ortaya koyma girişimiydi, ama aynı zamanda da, devrim ilerledikçe KPP'nin önümüzdeki on yıllarda nasıl ilerlemeyi bekleyebileceği konusunda siyasi bir strateji oluşturma girişimiydi. Newton'un kendi kabulüne göre, “topluluklar arasılık” teorisi yine de çoğu için şaşırtıcı ve zor oldu. Ancak şimdi bunun, nasıl tartıştığından çok, tartıştığı şeyin alışılmadık karakterinin bir etkisi olduğu açıktır, çünkü Newton'un yazı stili, dönemin diğer solcu yazılarına kıyasla canlandırıcı bir şekilde nettir.

Felsefe, kültürel teori ve siyaset teorisi için disiplinler arası bir bölüm olan UC Santa Cruz'da Bilinç Tarihi alanında doktorasını tamamlarken daha sonra teorilerini genişletmeyi başardı. Aslında, 1972'den yaklaşık 1980'e kadar Newton, The Technology Question ve Technology vs. Land’de küresel üretimin ademi merkezileşmesi ve devrimci kamulaştırmaların fizibilitesi üzerine bir dizi çalışma da dahil olmak üzere çok çeşitli teorik problemler üzerinde çalıştı. Asla meyve vermeyen bir Proposed Book on Deceit and Self Deception için antropoloji, evrimsel biyoloji ve insan psikolojisi üzerine yazılar ve notlar biriktirdi, ancak daha sonra 1982'de evrimsel biyolog Dr. Robert Trivers ile birlikte Science Digest için ilgili bir makale yayınladı. En felsefi yazıları arasında şunlar yer alır: Utopia: Universal Life’ta diyalektik, psikanaliz ve interkomünalizmden yola çıkan ütopik bir siyasetin olasılığına dair metafizik bir araştırma; The Mind is Flesh’de zihin-beden ikiliğiyle genişleyen bir etkileşim; ve Eve, the Mother of all Living’de cinsiyete dayalı tahakküm üzerine spekülatif bir psikanalitik deneme.

Ne yazık ki, Newton'un KPP liderliği sırasındaki ve sonrasındaki entelektüel üretkenliği, çoğu zaman gözden kaçmıştır. Panterleri övmeyi ve meşrulaştırmayı iddia eden ana akım anlatılar bile sadece Kara Panter Partisi'nin “baş teorisyeni” Newton’u değil, aynı zamanda Newton'un örgütlemeye ve özgürleştirmeye çalıştığı [KPP’nin eylemlerinde] ölen şehirli Siyah yoksulları açıkça ırkçı terimlerle kötüleyen birer “haydut” olarak tasvir ettiler. KPP'nin bir toplumsal hareket olarak geniş siyasi-stratejik yelpazesini daha iyi açıklamak için son on buçuk yılda -sosyal programlarına yenilenmiş bir odaklanmadan üniversite temelli çalışma gruplarına kadar- büyük tarihsel ve teorik adımlar atıldı. Bununla birlikte, aynı zamanda, tarihçilerin ve teorisyenlerin, Panter üyelerinin siyasetinin ve stratejisinin yasadışılığını, şiddetini ve lümpen proleter karakterini Panterlerin algısal entelektüel anlayışlarıyla dürüstçe dengeleme konusundaki isteksizliği akademisyenlerle benzer şekilde siyasi çekişmenin gerçekte neye benzediği ve kimleri kapsadığına dair gerçekçi anlayışa sahip olan solcular arasında keskin bir ayrıma sebep oldu. Yani, Panterlerin tarihini, 1960'lar ve 1990'lar arasında neredeyse tek taraflı olarak maruz kaldığı basit şeytanlaştırmadan “kurtarma” hareketi, militanlıklarının sulandırılması ve Parti'yi oluşturan yoksul, sokak temelli kültürün reddiyle el ele vermişti.

Diğer açıklamalar, Newton ve Panterler tarafından üretilen siyaset teorisinin benzersizliğiyle ilgilenmemekte ve çoğu zaman Parti’yi dönemin diğer hareketleriyle karıştırmaktadır. Aynı zamanda, bugün siyasi “sol”un çoğu, KPP tarafından üretilen teoriyi okumayı, diğer Siyah radikal düşüncesini söylemeyi reddediyordu. Hatta bazıları, KPP teorilerinin akademisyenler ve halk tarafından  ayrıntısına kadar tekrardan ele alındığı, bu yüzden de Kara Panter Partisi'nin ötesine geçmemizi bile talep etmekteydi . Yine de, uzun süredir Siyah Güç hareketinin en iyi örneği olarak kabul edilen, “siyah güç” ifadesini bulan kişiyle sık sık çelişmekle kalmayan, aynı zamanda hem beyazlarla hem de fakir Apalaşyan göçmenleri ile  ittifaklar geliştiren bir örgütle ne yapmalıydık? Daha da önemlisi, Newton'un -yapılması gereken işi yaptıklarında- “Kara Panter Partisi artık Kara Panter Partisi olmayacak.” (“the Black Panther Party will no longer be the Black Panther Party”) konusundaki ısrarından ne anlamalıydık?

Bu makale, “interkomünalizme” (1974) bir giriş olarak ve bir bütün olarak Newton'un interkomünalizm teorisinin bağlamsallaştırılması olarak hizmet etmeyi amaçlamaktadır. Politik uygulamalarını şekillendirmek için teori arayışına girenler, Newton'un ırka, milliyetçiliğe ve enternasyonalizme, artı nüfusların geleceğine, sınıf bileşimi sorunlarına ve gelecekteki mücadele olasılıklarında bilgi teknolojisinin rolüne dair Newton’un teorilerinden faydalanabileceklerdir. Bu makalenin geri kalanında, (1) Huey Newton'un küresel imparatorluğa ilişkin politik-ekonomik açıklamasının ana hatlarını çiziyorum, (2) Newton'un felsefi yöntemini -diyalektik materyalizmi- kişisel entelektüel tarihi içinde bağlamsallaştırıyorum ve (3) Kara Panter Partisi'nin “resmi ideolojisi”nin Siyah milliyetçilikten, devrimci interkomünalizme ilerleyişinin izini sürüyorum. İkinci yarıda, Newton'un teorisini uygulayarak, kendimce (4) KPP'nin stratejisindeki “öz-savunma”dan “hayatta kalmayı bekleyen devrime” geçişinin yeni bir yorumunu sunuyorum (5) KPP'nin Oakland komününün siyasi önemini anlatıyor ve (6) bugün siyasi mücadelelerle bazı bağlantılar üzerinde düşünüyorum.

 

1. Gerici İnterkomünalizm

Amerika Birleşik Devletleri'nin binlerce mil ötedeki diğer ülkeleri kontrol ettiğini ve kaynaklarını Amerika'daki egemen çevrenin yararına kullanmak için harcadığını görüyoruz. Aynı durum, Birleşik Devletler'deki birçok ezilen topluluk için de geçerlidir. Bu nedenle kanıtlar, Amerika Birleşik Devletleri'nin bir ulus olmadığını çok açık bir şekilde göstermektedir, çünkü sınırları dünyanın her bölgesine yayılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri bir imparatorluktur.”

Newton'un “interkomünalizm” teorisi, Amerikan kapitalist imparatorluğunun dünya sahnesindeki egemen ve nihai olarak belirleyici siyasi gücüne, ulus-devletlerin siyasi etkisinin buna karşılık gelen düşüşüne ve potansiyel olarak özgürleştirici bir siyasi ideoloji olarak milliyetçiliğin bozulmasına bir açıklama getirmeye çalışır. Kapitalizmin bu durumu ve evresini gerici interkomünalizm olarak adlandırır. 1970 yılında Newton'a göre, ulus-devletlerin artık anlamlı bir şekilde var oldukları söylenemez. Bunun yerine, küresel sermaye, özellikle ABD imparatorluğu aracılığıyla, dünyayı, kendi yerel yaşam koşulları üzerinde kontrolden yoksun olan ve olsa olsa bu daha büyük imparatorluk içinde özerk “kurtarılmış bölgeler” haline gelebilecek bir topluluklar kümesine indirgemiştir. Ancak bu topluluklar, üretime, teknolojiye ve bilgi medyasına izin veren maddi yapıları ele geçirerek, onun devrimci interkomünalizm olarak adlandırdığı küresel bir dinamikte kendi aralarında birbirine bağlı ve “işbirlikçi bir çerçeve” inşa etmek için savaşabilirler. 1974'ten 1977'ye kadar KPP'nin başkanı olan Elaine Brown'ın sözleriyle, Newton'un gerici interkomünalizm kavramı, bugün “kapitalist sınıf tarafından ‘küreselleşme’ olarak rastgele örtbas edilen” şeyin erken bir kavramsallaştırmasıdır. Bir bütün olarak interkomünalizm teorisi, hem küresel imparatorluğun bu koşulları göz önüne alındığında ileriye dönük olarak devrimci değişimin nasıl ortaya çıkmasının beklenebileceğini tanımlamaya, hem de kişinin böyle bir projede nasıl faal bir rol oynayabileceğini belirlemeye yönelik bir girişimdir. Diyalektik materyalizm, statik ve önceden belirlenmiş olmadığı ve geliştikçe maddi koşulların bir analizinden değerlendirilmesi gerektiği göz önüne alındığında, bu rolün ne olduğunu, nasıl türetebileceğini anlamak için Newton'un kullanmayı tercih ettiği yöntemdir. Komünalizm kavramı sadece durumu doğru bir şekilde tanımlamakla kalmaz, aynı zamanda bu dağınık toplulukları birleştirme ve onlardan çalınan ve burada, Birleşik Devletler'de merkezileşen serveti onlarla paylaşma yükümlülüğümüze de işaret etmektedir. Kara Panter Partisi tarihinde teoriyi geliştirdiği belirli bir dönüm noktası sırasında Newton, özellikle Siyahların, onları bir halk veya ulus olarak temsil ettiğini iddia eden bir devlete güvenmeden kurtuluşa nasıl ulaşabilecekleriyle derinden ilgilendi. Newton'a göre, küresel kapitalizm ortadan kalkmadan, Siyahların ulusal egemenlik veya bağımsızlık kazanma çabaları yalnızca Amerikan imparatorluğu altında alternatif boyun eğdirme biçimlerine yol açabilirdi.

Newton'un Intercommunalism (1974) metni, David Horowitz'in Empire and Revolution: A Radical Interpretation of Contemporary History adlı kitabından uzun (ve şaşırtıcı) bir alıntıyla başlar. Horowitz, 1980'lerde katı muhafazakarlığa dönüşen bir “Yeni Sol Marksist”ti. Bununla birlikte, 1969'dan bu alıntıda, kapitalist rekabetin kaçınılmaz olarak tekelci kapitalizme ve gücün birkaç kişinin elinde konsolidasyonuna doğru meylettiğini, bunun emperyalizm biçiminde yerelden küresele doğru genişlediğini savunur. Newton, ordusunu yurt dışına konuşlandıran ulus-devletin çıkarlarından çok, bu konuşlanmadan yararlanan işletmelerin çıkarlarına giderek daha az bağlı olan bir emperyalizm biçimini teorize etmekle ilgilenmektedir. “Ekonomik gücün merkezileşmesi ve yoğunlaşması, yasal mülkiyeti [fiili] kontrolden giderek ayırdığından” (Horowitz) ve gitgide daha az sayıda kapitalist işletme, diğer tüm işletmeler, bölgeler ve insanlar üzerinde fiili ekonomik, politik ve askeri kontrol uygulamak için bir dizi küçük emperyalist ulus-devletin askeri gücünü kullanır. Şirketlerin giderek artan bir şekilde ulus-devletler aracılığıyla ve sonra onlar üzerinde egemenlik geliştirdikleri söylenebilir. Elaine Brown'ın 1970'lerde işaret ettiği gibi, “birçok şirket, Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin çoğundan daha fazla serveti kontrol ettikleri için, buna göre konumlanmaları gerektiğini açıkça savundular.” Newton, Horowitz'den daha fazla alıntı yapar: “Kapitalizm, ulus devleti yalnızca [daha sonra] ulus-devletin aşkınlığını ve gerçekten küresel ölçekte uluslararası ilişkilerin ortaya çıkışını müjdelemek için birleştirdi.”

John Narayan'ın yakın zamanda yayınlanan Huey P. Newton's Intercommunalism: An Unacnowledged Theory of Empire adlı makalesi, Newton'un teorisinin ekonomik yönlerini daha yakından incelemesi açısından çok değerlidir. Narayan, Newton'un teorileştirmelerini emperyalizm, küreselleşme ve ulus-devlet arasındaki ilişkiye ilişkin daha sonra geliştirilen Marksist açıklamalarla, özellikle de Michael Hardt ve Antonio Negri'nin teorileriyle karşılaştırmak için gerekeni yapar. Narayan, “Ücretlerin Yokluğunda Beyazlığın Ücreti: Irk Kapitalizmi, Gerici Komünalizm ve Trumpizmin Yükselişi”nde (The Wages of Whiteness in the Absence of Wages: Racial Capitalism, Reactionary Intercommunalism and the Rise of Trumpism), Newton'un bu ekonomik dinamiklerin ideal bir sınıf dayanışmasına zarar verebileceğine ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve daha yeni popülist milliyetçiliklerin güçlendirilmesi için koşullar yaratabileceğine dair endişesinde  haklı olduğunu ikna edici bir şekilde savunur. Nihayetinde Narayan, “Newton'un gerici interkomünalizminde çokluğun devrimci potansiyeli üzerindeki etkilerine ilişkin anlatımı, varisleri tarafından sunulan imparatorluk anlatımından daha ampirik geçerliliğe sahiptir.”

1974 tarihli “ABD Dış Politikasını Kim Yapıyor? (Who Makes U.S. Foreign Policy?)” başlıklı makalesinde Newton, ABD merkezli şirketler ile ABD hükümetinin denizaşırı askeri faaliyetleri arasındaki ideolojik ilişki hakkında uzun uzun konuşur. Intercommunalism (1974)’de, Newton, 1907'de şunları söyleyen Başkan Woodrow Wilson'dan doğrudan alıntı yapar: “Ticaret ulusal sınırları görmezden geldiğinden ve üretici dünyaya bir pazar olarak sahip olmakta ısrar ettiğinden, ulusunun bayrağı onu takip etmeli ve kapıları kapanan ulusların kapıları hırpalanmalıdır.” Newton'un bakış açısına göre, aktif görevdeki ABD Ordusu olmasaydı, S&P 500 “büyümesinin” ABD GSYİH “büyümesi”yle bağlantısı giderek kesildiğinden, 193 ülkenin 188'inde kâr biriktirerek ABD merkezli şirketlerin bugün sahip oldukları güce sahip olacağını hayal etmek zordu. Gerileme döneminde bu şirketlerin çıkarlarını korumak için, 70'inden fazlasında yaklaşık 800 askeri üs ile bu ülkelerin 170'inde eşzamanlı olarak konuşlandırıldı. Newton, “Bu orduya interkomünalist polis gücü bile diyebiliriz. İçinde yaşamadıkları ve hiçbir çıkarları olmayan toplulukları kontrol ediyorlar ve kâr, kişisel ve askeri güç amaçları için yönetici klik tarafından kontrol ediliyorlar.” 1950'de, Başkan Truman yönetimindeki Birleşik Devletler yürütme organı, Kore'ye girme gerekçesi olarak, resmi ve anayasal bir kongre savaş ilanı olmaksızın yürütülen askeri eylemlere atıfta bulunmak için “polis harekatı” terimini ilk kez kullanmaya başladı.

Ancak Newton'un ısrarla belirttiği gerici interkomünalizmi tanımlayan politik ekonomik dinamikler aynı zamanda devrimci olasılık için koşulları da yaratır. Daha spesifik olarak, küresel çalışan yoksulların günlük çabalarının giderek daha fazlasının daha küçük bir dizi şirket ve devlet tarafından dikte edilmesi nedeniyle, küresel nüfusun daha fazla kısmı, bu işyerleri ve onları bir arada tutan teknolojilerle olan ortak ilişkileri tarafından bir araya getirilir: “Üretimin merkezileşmesi”, “üretimin toplumsallaşmasını: giderek birbirine bağımlı ve işbirliğine dayalı bir toplumsal emeğin temelinin geliştirilmesini” üretir. Bu karşılıklı bağımlılık ve bağlantılılık, daha çok ortaklaşılan yaşanmış deneyim için koşulları yaratır ve bu nedenle, dünyadaki çalışanlar, eksik istihdam edilenler ve işsizler arasında muhtemelen daha büyük bir dayanışma düzeyi yaratır. Newton'a göre, bu dinamik olasılığın farkındalığı, diyalektik materyalizm felsefesine dayanan bir gerçeklik anlayışından kaynaklanmaktadır.


Kaynak: Bu metin, “Intercommunalism: The Late Theorizations of Huey P. Newton, ‘Chief Theoretician’ of the Black Panther Party” başlıklı yazıdan, BEP Çeviri Ekibi tarafından Türkçe’ye çevirildi ve redakte edildi.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Erkek nedir? - Atakan Mahir

Rojava'da Devrim ve Demokratik Komünal Ekonomi - Ferîk Özgür

Devrim ve Kooperatifler: Rojava Ekonomi Komitesi'yle geçirdiğim zaman üzerine düşünceler (I) - Rojava Enternasyonalist Komünü