İnterkomünalizm: Kara Panter Partisi'nin "Baş Teorisyeni" Huey P. Newton'un teorileri (II) - Delio Vasquez
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazının birinci parçasını buradan
okuyabilirsiniz.
2. Diyalektik Materyalizm
“Güç, fenomenleri tanımlama ve onları istenilen şekilde hareket ettirme
yeteneğidir.”
“Gençler genellikle devrimcinin rolünün, tanımlanması kolay ve mutlak olan
bir dizi eylem ve bir dizi ilke olduğunu düşünüyor. Ama onlara açıklamaya
çalıştığım süreçti: devrim, en temelde, gelişme sürecinde eski ve yeni
arasındaki bir çelişkidir. Zamanın belirli bir noktasında her şey devrimci
olabilir, ancak öğrencilerin çoğu bunu anlamıyor. Ve diğer insanların çoğu da
bunu anlamıyor.”
Felsefenin her zaman pratik bir amaç için -“iyi bir hayatın”
nasıl yaşanacağını daha iyi anlamak- var olduğu Antik Yunan yaklaşımıyla
tutarlılık içerisinde olan Newton'a göre, bu arayışın gerçekleşebileceği
dünyaya dair felsefi bir inceleme ve anlayış olmaksızın hiçbir etik, sosyal
veya politik amaç devam ettirilemez. Bu nedenle Newton, interkomünalizm hakkındaki
açıklamasına ilk olarak gerçeklik bilgisine nasıl ulaşılabileceğine ilişkin bir
dizi araştırmayla başlar.
Newton'un 1970'de Boston College'daki sunumu, bu epistemolojik arayışa ilk olarak
ampirizmin yapısının ve subjektiflikteki temelini ve sonuçta ortaya çıkan
sınırlarını, gözlemin güçlü yanlarını ve eksikliklerini, bilimsel yöntemin
incelenmemiş gerçekler olarak ele alan a priori varsayımlara
bağımlılığını belirleyen bir açıklamayla başlar. Daha sonra Kant'tan yola
çıkarak analitik akıl yürütmenin avantajlarını tartışır ve ardından Marksist
bir diyalektik materyalizm felsefesinin, dünyadaki fenomenlerin nasıl
oluşturulduğunu ve dönüştürüldüğünü daha iyi açıklamak için hem ampirizmin hem
de rasyonalizmin (saf aklın) güçlü yönlerinden yararlanmaya çalışır: “Marx, bir
sosyal bilimci olarak, diğer sosyal bilimcileri, fenomeni veya bir fenomeni,
onu çevresinden yalıttıkları, bir kategoriye soktukları ve bir kez
çıkarıldığında çevresinin etkisiyle fenomenin dönüştüğü gerçeğini kabul
etmedikleri için eleştirmiştir.” 1971 yılında Yale Üniversitesi'ndeki
sunumunda, konuşmasının bu kısmına idealizm ile materyalizmi karşılaştırarak
başlar. Burada yeniden yazdığımız 1974 metninde, hem idealizmi hem de
materyalizmi yaklaşık olarak Kartezyenvari bir şüphecilik dizisine tabi tutmuş
ve bu şüpheci zeminden yola çıkarak, Kara Panter Partisi'nin ideolojik olarak
materyalist olmayı seçtiğini ve özellikle her şeydeki “temel iç çelişkileri”
tanımlayarak gerçeği açıklayan diyalektik materyalizmi benimsediğini bize
bildirmiştir.
Bunu burada savunmak tam olarak mümkün değil, ancak Newton'un yazıları
boyunca epistemolojik argümanlarının daha yakından izlenmesi sonucunda,
Newton’un zaman içinde şüphecilikten olumlu bir ontoloji öne süren ve böylece
daha net siyasi olanaklar sunan olumlayıcı felsefeleri benimseyen kişiye doğru
bir değişimin ortaya çıktığına inanıyorum. Şüphecilikten ve hatta kısmi
nihilizmden bu stratejik kayma, özellikle onun hücre hapsinden salıverilmesinden
sonra belirgindir ve bundan sonra kendisine rehberlik edecek
felsefesi olan diyalektik materyalizmi benimsemesiyle doruğa ulaşır.
Diyalektik materyalizm, Newton'un dünyanın ne olduğuna ve onda ne tür
faaliyetlerin mümkün olduğuna dair kavramlarını yapılandırdı. Ona göre
diyalektik materyalizm, hiçbir şeyin durağan olmadığını, hiçbir şeyin
yalıtılmış olmadığını, dünyanın sürekli akış ve antagonizmalar yoluyla
dönüştürüldüğünü ve bu dönüm noktalarına ilişkin bir tür bilginin bir gözlem ve
rasyonel düşünce birleşimi yoluyla elde edilebileceğini açıkça ortaya
koymuştur. Diyalektik materyalizm ayrıca, herhangi bir durumda çatışmanın kilit
merkezinin nasıl değişebileceğini belirlemeyi mümkün kılan bir yöntem olarak
hizmet eder. Buna göre KPP bir örgüt olarak mücadeleyi deneyimledikçe ve ona
yansıdıkça hem stratejisini hem de taktiklerini sürekli olarak uyarlıyordu.
Parti tarihinin başlarında, siyah milliyetçiliğinden devrimci milliyetçiliğe en
belirgin geçişleri, 1966'da “Siyah Topluluğumuzdaki beyaz adamın soygununun
sona erdirilmesinde” ısrar eden On Nokta Programında resmen kodlandı. 1969'a
kadar, bunun yerine “Siyah ve ezilen topluluklarımızın kapitalistleri
tarafından soyguna son verilmesi” çağrısında bulundu.
KPP'nin Illinois şubesi başkanı Fred Hampton, partinin diyalektik
materyalizmi kullanmasını metafor yoluyla açıkladı:
“Daha önce hiçbir cismi alıp sündürdüğünüz, alabildiğince esneterek ve
neredeyse kendi sınırlarını aşıp bambaşka bir şeye dönüştüğünü gördünüz mü?
Peki ya bu cismi iki şey olacak kadar sündürmeye devam ederseniz? Aslına
bakarsanız bazı şeyleri bu kadar uzatırsanız başka bir şeye dönüşür. Hiçbir
yemeği başka bir şeye dönüşecek kadar uzun süre pişirdiniz mi? … Siyasetle
ilgili konuştuğumuz şey tam olarak bu. Bir cismi daha da ileri gidemeyecek
kadar uzatırsanız, elinizde ne olur biliyor musunuz? Antagonist bir çelişki.”
Newton'un diyalektik materyalist dünya anlayışına göre, çelişkiler her
yerde mevcuttur, ancak yalnızca belirli çelişkiler antagonistik çelişkilerdir
ve bunlar körüklendiğinde tanım gereği kaçınılmaz olarak eldeki tüm dinamiği
değiştirecektir. Newton'un gözle görülür biçimde Maoist olan diyalektik
anlayışı, belki de en çok “Ütopya: Evrensel Yaşam Enerjisi”nde ete kemiğe
bürünmüştür. Bu yaklaşımı takip eden Newton, gerici interkomünalizmin,
kendi potansiyel yıkımının koşullarını -devrimci interkomünalizm biçiminde-
zorunlu olarak yarattığını ileri sürer.
3. Devrimci İnterkomünalizm
“İnsanlar üretim araçlarına , kitle iletişim araçlarına vs. el
koyduklarında hala ırkçılığa, etnik merkezciliğe, çelişkilere maruz
kalacaklardır. Ancak toplumun tüm üretken ve kurumsal birimlerinin -yalnızca
fabrikaların değil, medyanın da- kontrolünün halkın elinde olacağı gerçeği,
onların bu çelişkileri çözmeye başlamalarını sağlayacaktır. Yeni değerler, yeni
kimlikler üretecek; insanlar kültürel ve ekonomik koşullara dayalı eski
çatışmaları çözerken, yeni ve özünde insani bir kültür oluşturacaktır. Bir
noktada niteliksel bir değişimle, halk, devrimci interkomünalizmi komünizme
dönüştürmüş olacak. Biz buna ‘komünizm’ diyoruz çünkü tarihin bu noktasında
insanlar sadece toplumun üretken ve kurumsal birimlerini kontrol etmekle
kalmayacak, aynı zamanda bu şeylere karşı kendi bilinçaltı tutumlarına da sahip
olacaklar; ve tarihte ilk kez, içinde yaşadıkları maddi dünyayla -insanlar,
bitkiler, kitaplar, makineler, medya, her şey- daha bilinçli bir
ilişkiye sahip olacaklardır. Böylelikle, güç sahibi olacaklar, yani
çevrelerindeki olguları kontrol edecekler ve onu istenilen şekilde hareket
ettirecekler ve kendi gerçek arzularını bileceklerdir. Bu süreçteki ilk adım,
insanların kendi topluluklarına ele geçirmeleridir.”
Newton, diyalektik materyalizm anlayışını, KPP'nin ideolojik ve stratejik
dönüşlerine hem yanıt vermek hem de liderlik etmek için kullandı. Newton'a
göre, Kara Panter Partisi siyah milliyetçi bir örgüt olarak başladı. “Geçmişte
çoğu insanın, sorunlarının bir kısmını uluslar oluşturarak çözdüğünü”
gözlemleyerek, çabalarını Siyah insanları ayrı bir topluluk olarak savunmak ve
güçlendirmekle ilgili bir politika izlemeye harcadılar. Bununla birlikte,
baştan beri, kültürel milliyetçi yaklaşımları da eleştirdiler ve hem Siyahların
çoğunun hayatını önemli ölçüde değiştirmedeki etkisizliklerine hem de daha
eğitimli ve varlıklı Afrikalı Amerikalılar arasındaki popülerliklerine dikkat
çektiler. 20. yüzyılda kültürel milliyetçiliğe yönelik bazı Afro-merkezci
yaklaşımlar, zaman zaman, bir birey veya bir topluluğun parçası olarak yeni
üretilmiş bir kimliği öne sürerek, kurtuluşun yalnızca farklı giyinmekten veya
birinin adını değiştirmekten gelebileceğini ima ediyor gibi görünüyordu. Ancak
aynı zamanda, Panterler siyasi eğitime derinden değer verdiler, özellikle
gençler üzerindeki derin psikolojik etkisinin farkındaydılar ve Afrika ve
Afrika diasporik tarihini öğrenmeyi üyelik için bir gereklilik haline
getirdiler. Özellikle Doğu Kıyısı'ndaki Panterler arasında, birinin adını
değiştirmek, Kara İslam'ın merkezinde yer alan dini bir gelenekten alınan ve
Malcolm X'in, diğer adıyla Hacı Malik El-Şahbaz'ın -1960'larda ve sonrasında
sayısız radikal için yeniden icat ve kişisel dönüşümün sembolü olarak hizmet
etmiştir-yaşamı aracılığıyla özetlenen yaygın bir uygulamaydı. Bununla
birlikte, KPP aynı zamanda kültürel milliyetçiliği her zaman diyalektik bir
süreçte yalnızca bir basamak olarak ve devrimi gerçekleştirmek için tek başına
yetersiz olarak gördü. Yine de otoriter ya da kapitalist olan ya da Siyahların
hâlâ yoksul olduğu Afrikalı ya da Siyahların önderlik ettiği devletleri
derinden eleştirdiler. Siyah kurtuluşundan yana olmak, o zaman zorunlu olarak
aynı zamanda kapitalizme karşı olmak anlamına geliyordu. Newton, Parti'nin
kurulmasından yıllar önce konumuna nasıl geldiğini anlatır:
“Beni sosyalist yapan hayatım ve bağımsız okumalarımdı -başka bir şey
değil. Kolektivizmin ve kolektivist ideolojinin faydalarına ikna oldum. Ayrıca,
bağlantıya rağmen, genel durumu analiz ederken kavramları ayırmanın gerekli
olduğunu kabul etsem de, ırkçılık ile kapitalizmin ekonomisi arasındaki
bağlantıyı da gördüm. Psikolojik açıdan ırkçılık, ırkçılığı yaratan ekonomik
sorunlar çözüldükten sonra bile var olmaya devam edebilirdi. Kapitalizmi yok
etmenin ırkçılığı otomatik olarak yok edeceğine asla ikna olmadım, ancak
ekonomik temelini silmeden ırkçılığı yok edemeyeceğimizi hissettim. Bu karmaşık
bağlantılar hakkında çok daha yaratıcı ve bağımsız düşünmek gerekiyordu.”
Bu nedenlerle ve daha pek çok nedenden dolayı Kara Panter Partisi, toplumun
ekonomik örgütlenmesini siyasi olarak dönüştürmek için dönüştürme ihtiyacına
dayanarak hızla devrimci milliyetçiliğe yöneldi.
Bununla birlikte, KPP'nin kuruluşundan sonraki bir yıl içinde Parti
liderliği, ABD'deki Siyah topluluğun pratikte, kendi topraklarına sahip ve
ekonomik, politik ve kültürel yaşamları üzerinde tam kontrole sahip, güvenli
bir ulus-devlet kuramayacağı sonucuna varmıştı. “Gördüğünüz gibi, bu sonsuz bir
döngü: ulus olmayı başarmak için baskın bir güç olmamız gerekiyordu; ama baskın
bir güç olmak için de ulus olmamız gerekiyordu.” Daha da önemlisi, Newton,
Afrikalı Amerikalılar gerçekten de ayrı bir ulus-devlet kurabilseydi -ki bu
devlet sosyalist olsa dahi- ABD'nin işgalinin ve bu ulus-devletin
ABD tarafından geleneksel emperyalist veyahut çağdaş “neo-sömürgeci” tarzda bir
koloniye dönüştürmesinin kaçınılmaz olacağını savundu. ABD'nin muazzam gücü göz
önüne alındığında, çözüm ancak o zaman KPP'nin yurtiçinde ve yurtdışında diğer
ezilen halklarla ittifak kurması olabilirdi.
Çağdaş genetik bilimine göre, insanların bugün onlara inandığı gibi ırksal
kategoriler açıkça geçersizdir. Bununla birlikte, ırk kategorileri de sadece
fantezi değildir ve bireysel kendini ifade etmenin kolay bir yolu olarak
kullanılamazlar. Modern ırk kategorileri seçilmez, daha çok empoze edilir, en
önemli işlevleri dehümanizasyondur ve siyasi tahakküm ve sömürü süreçleriyle
gerçekleştirilirler. Huey Newton'un düşüncesi genellikle siyahlığın bir
kategori olarak toplumsal ve politik inşasının farkındalığını yansıtır. Onun
sözleriyle: “Elbette beyazlar ve siyah insanlar arasındaki farkı biliyordum,
ama ipucu her zaman beyazların bize nasıl davrandığıydı, rengin kendisi değil.”
Elbette, tarihsel bir bağlam içinde konumlanan Newton, siyahlık kategorisini
belirli maddi dinamikleri (örn. soykırım, sömürgeleştirmenin ırksallaştırılmış
karakteri, lümpenleşme, vb.) tanımak ve ayrıca siyasi dayanışma için bir zemin
olarak hala gerekli bir kategori olarak değerlendirdi. Oakland merkezli KPP'nin
sonraki yıllarında, siyahlık, uluslararası ittifaklara bir engel olarak değil;
onları güçlendirmenin bir yolu olarak ekstra vurgu alan bir kategoriydi.
Bununla birlikte, Newton nihayetinde “kültürel, ırksal ve dini şovenizmden”
kopuk bir “evrensel kimlik” kurmanın politik olarak gerekli olduğunu düşündü.
Mümkün olan her yerde ezilen insanlarla kapitalizme karşı ittifaklar
kurmayı hedefleyen Kara Panter Partisi, resmi olarak enternasyonalist oldu ve
altı kıtada diğer devrimci örgütler ve ezilen insanlarla siyasi bağlar kurdu.
Batılı olmayan sosyalistler ve komünistler 20. yüzyıl boyunca birbirleriyle ve
Avrupa-Amerikan kapitalizmine ve emperyalizmine karşı ittifaklar kurmaya
çalıştıkları için, tarihsel olarak bu aslında oldukça aleladeydi. Aslında,
enternasyonalizm, 1966'da, -Asya, Afrika ve Latin Amerika Halklarıyla Dayanışma
Teşkilatı'nın Küba'da kurulduğu yıl- Kara Panter Partisi'nin arka planının bir
parçasıydı. KPP üyelerinin ilham aldığı edebiyat ve toplumsal hareketler, Kwame
Nkrumah'ın otobiyografisinden, Carlos Marighella'nın Minimanual of the
Urban Guerrilla (Şehir Gerillasının El Kitabı)'sına kadar
enternasyonalistti. Aynı zamanda, Newton'un Kara Panter Partisi'nin Siyah
Amerikalı kimliğiyle ilişkisini yeniden gözden geçirme isteği, birçok yönden
-Malcolm X'ten, Devrimci Siyah İşçiler Birliği'ne kadar- ABD merkezli diğer
Siyah devrimcilerin zaten yapmış olduğu bir jestin devamıydı. “Siyah” kelimesi
yalnızca kısmi Afrika kökenli insanlara atıfta bulunmak için kullanılmıyordu:
“Siyah devrim”, Asya ve Latin Amerika'daki devrimleri ve “Siyahlar” ise
“Amerika Birleşik Devletleri'nde ve tüm dünyada devrimci mücadeleye katılan tüm
beyaz olmayan insanları” içeren kapsayıcı bir terim olarak
kullanılıyordu.
Yine de 1970'e gelindiğinde Newton, enternasyonalizmi bile kusurlu bir
devrimci strateji olarak reddetmeye başladı. Bu reddin nedenleri, biri KPP'nin
dışında, diğeri de ona içkin olmak üzere en az iki soruna veya “çelişkiye”
dayanmaktadır.
İlk sorun, Newton'un gerici interkomünalizm altındaki
dünyayı ve onun içinde ne tür bir direnişin mümkün olduğunu anlamasında
temellenir. Brown'ın belirttiği gibi, “Huey, Birleşik Devletler
kapitalistlerinin dünyanın geri kalanını, toprak egemenliği veya kaynaklar
üzerindeki kontrol açısından Birleşik Devletler içindeki ezilen topluluklardan
farklı olmayan bir topluluklar topluluğuna indirgemeyi başardıkları sonucuna
vardı.” Artık ulustan söz edilemeyeceği için, -ezilen insanlar bir yana-,
gerçek enternasyonalizmden bahsetmek imkansızdı. Daha güçlü bir şekilde ifade
etmek gerekirse, “insanlar ve ekonomi emperyalist imparatorluğa o kadar
entegredir ki 'sömürgelikten kurtulmak', eski varoluş koşullarına geri dönmek
imkansızdır”; ve “sömürgeler sömürgelikten kurtulamaz ve orijinal varlıklarına geri
dönemezlerse, artık bu uluslardan bahsedilemez ve bu uluslar asla var
olamazlar.” Newton’a göre, bunun yerine yalnızca küresel Amerikan
imparatorluğunun daha geniş alanı içinde kurtarılmış bölgeler var olabilirdi.
Bu imparatorluk hala var olduğu sürece, bu kurtarılmış bölgeler, hem
kapitalizmden hem de emperyalizmden özerkliklerini korumak için sürekli
mücadele etmelidir. 1974'te Newton'un Sovyetler Birliği ve Çin Halk
Cumhuriyeti'nin ne ölçüde gerçekten bağımsız, komünist ulus-devletler olarak
kabul edilebileceğini sorguladığını görüyoruz:
“Kim Çinliler üzerinde tahakküm kurmaya çalışıyor? Amerika Birleşik
Devletlerinin ta kendisi… Çinliler, paralarını okullara, hastanelere ve
toplumlarındaki kurumlara yatırmak yerine, büyük bir ordu kurmaya zorlanıyorlar.
Dolayısıyla, kurtarılmış toprakları, siyahların yaklaşık 4 veya 5 gün boyunca 8
blok tuttukları, yerel polisi ve ulusal muhafızları dışarı sürdükleri, barışın
yeniden sağlanamadığı Detroit'teki siyah isyan ve ayaklanmalara gerçekten çok
benziyor… Topraklarını sadece 4 gün ellerinde tutabildiler, devrimci bir geçici
hükümete sahip olabilirlerdi ve biz bu hükümeti Çin Halk Cumhuriyeti'ni kabul
ettiğimiz gibi kabul ederdik... Biz onları bir ulus olarak değil, kurtarılmış
bir bölge ve biraz özgür bir topluluk olarak tanıyoruz, ancak
onlar özgürlüğünü ancak sürekli bir mücadele ile koruyabilirlerdi.”
Newton'un karşılaştığı ikinci sorun, enternasyonalizmin Siyah topluluk
tarafından nasıl karşılandığıyla ilgiliydi. 1970 yılında hapishaneden serbest
bırakılmasının hemen ardından Newton, Kara Panter Partisi adına Güney Vietnam
Ulusal Kurtuluş Cephesi'ne, enternasyonalist dayanışmanın maddi bir ifadesi
olan birlik teklifini duyurdu. Siyah seçkinlerden gelen tepki, Parti'nin kitle
tabanından gelen tepkiden daha az endişe vericiydi:
“…Vietnamlılara asker teklifimiz halktan ve ezilenlerden olumsuz tepkiler
aldı. Sosyal yardım alanlar şöyle mektuplar yazdılar: 'Parti'nin bizim için
olduğunu sanıyorduk; neden o pis Vietnamlılar uğruna kan dönmek istiyorsunuz?’ Ben
buna çözmeye çalıştığımız bir çelişki diyorum. Topluluğumuza biraz terapi
vermeye ve bilinçlerini yükseltmeye çalışıyoruz ama önce şunu
kabullenmeliyiz. […] Sorunun esas kaynağı onlar olduğundan, en iyi şekilde
ilişki kurulabilmesi için sabırlı bir şekilde mümkün olan her şeyi yapmaya
çalışmalıyız.”
Newton'un enternasyonalizm eleştirisi, Siyah topluluğun ideolojik
ilişkisini özellikle Amerikan milliyetçiliğiyle ele alma ihtiyacından
etkilenmiştir. Amerikalılar olarak -en marjinalize edilmiş, fakir ve aramıza
yeni göç etmiş olanlar için bile- en azından sosyal farklılığımıza olmasa da
istisnailiğimize ve üstünlüğümüze olan yanlış inancı desteklemeye meyilliyiz.
Milliyetçiliğin canlılığı, kısmen, devletin belirli maddi ayrıcalıkları
dağıtması ve bir nüfusa, doğumlarının salt ve keyfi gerçeklerine dayanan
sembolik bir statü vermesiyle korunur. “Bizim”, “kendimize” bakmamız
gerektiğine dair savunmacı imtiyazımız, aslında kendi acımızla derinden
bağlantılı olsa bile, kendimizi dünyanın geri kalanının acılarından koparmada
oynadığımız aktif rolün üzerini örtmeye hizmet eder. Newton'un, bu gerici
eğilimin, enternasyonalizm içinde varsayılan milliyetçilik yoluyla kendisini
zorunlu olarak yeniden ortaya koyduğunu tespit edebildiğini ileri süreceğim.
Son yıllarda birkaç teorisyen, diasporik Afrikalıların modernite altında
zorlandıkları tarihsel olarak benzersiz konum meselesini ele aldılar
-muhtemelen ölçülemez bir boyun eğme ve hatta iğrenme. Bu düşünürler için,
köleliğin devam eden bir etkisi olarak diasporik Afrikalıların zorunlu “sosyal
ölümü”, Batı toplumunun veya belki de kapitalizmin vazgeçilmez bir özelliğidir.
Newton'un bu görüşlerin bazılarının ardındaki temel sezgilerle aynı fikirde
olduğu söylenebilir, ancak interkomünalizm açısından zıt
sonuçlara varmaktadır.
Newton'a göre, Amerikan İmparatorluğu sınırları içindeki tüm ezilen
insanlar bir anlamda sömürgeleştirilmiştir. Ayrıca, Amerika'daki “Siyahlar”
dünyanın diğer bölgelerindeki sömürge topluluklarına kıyasla eşi benzeri
görülmemiş bir sömürgeleştirilmiş topluluk olduğundan ve imparatorluğun tam
merkezinde yer aldığından, bu imparatorluğu yıkmak için ayrıcalıklı
konumdadır. Spesifik olarak Newton, ABD'deki Siyahları gerici interkomünalizme karşı
küresel bir devrimin öncüsü olarak hareket etmek için ideal konumda görüyordu.
“Siyah Amerikalıların ilk gerçek enternasyonalistler olduğuna inanıyoruz;
sadece Kara Panter Partisindekilerin değil, Amerika'da yaşayan bütün
siyahların… Kölelik nedeniyle dünyanın dört bir yanına savrulduk ve bu yüzden
diğer kültürlerdeki insanlarla kolayca özdeşleşebiliriz. Kölelikten dolayı
hiçbir zaman ulusa, köylünün Rusya'da toprağa bağlı olduğu şekilde bağlı
hissetmedik.”
Resmi Kara Panter Partisi ideolojisine göre, Amerika'daki Afrikalı
diasporik insanlar bir azınlık değil, daha ziyade imparatorluğun temel
zenginliğini ve kalbini oluşturmak için yüzyıllar boyunca ithal edilen
sömürgeleştirilmiş çoğunluğun üyeleridir. Bu, ABD'deki diğer ezilen gruplar
gibi, dünyanın geri kalanının sömürülmesinden “faydalar elde ettiğimiz”, ancak
aynı zamanda bu imparatorluğu tabanından sökmek için stratejik bir konumda
olduğumuz anlamına gelmektedir.
“Mozambik halkıyla kardeş olduğumuza inanırsak onlara nasıl yardımcı
olabiliriz? Silahlara ve diğer maddi yardıma ihtiyaçları var.
Ancak verecek silahımız yok. Malzeme alacak paramız yok. O zaman
onlara nasıl yardımcı olabiliriz? … Bizim için savaşamazlar. Biz onların yerine
savaşamayız. Ancak ortak düşmanımızın işgal ettiği bölgeyi geri alabiliriz. Yol
boyunca birbirimizden öğrenerek ve öğreterek kendimizi özgürleştirebiliriz:
Mücadelemiz ve düşmanımız aynıdır.”
Gerici interkomünalist bir dünyada, interkomünalist dayanışma ve devrimci
mücadele, kişinin kendi özgürlüğü kadar uzaktakilerin özgürlüğü için de yerel
olarak savaşmasıdır. Bu nedenle interkomünalizm, Newton'un devletçi
olmayan teorik çerçevesidir -birinin siyasi vizyonunun, sınır ideolojisinin
sınırlarını görebilmesi gerektiğinde ısrar eden bir çerçeve.
Kaynak: Bu metin, “Intercommunalism: The Late Theorizations of Huey P. Newton, ‘Chief Theoretician’ of the Black Panther Party” başlıklı yazıdan, BEP Çeviri Ekibi tarafından Türkçe’ye çevirildi ve redakte edildi.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder