Devlet-PKK çatışmasında Türk paramiliterleri - Ayhan Işık

  Ayhan Işık [i] Özet Bu makale, Türk devletinin paramiliter örgütlerinin zaman içindeki dönüşümüne ve bu örgütlerin muhaliflere, özellikle Kürtlere, karşı “kullanışlı” bir araç olarak nasıl kullanıldığına odaklanmaktadır. Paramiliter gruplar, yaklaşık kırk yıldır devam eden Türk devleti ve PKK arasındaki çatışmaların ana aktörlerinden biridir. Bu gruplar, 1980’den beri, özellikle savaşın yoğun olduğu zamanlarda bazen yardımcı kuvvet olarak, bazen de ölüm timlerine dönüşerek, PKK’yi desteklediği düşünülen Kürt sivillere karşı faili meçhul cinayetler, zorla kaybetmeler ve yargısız infazlarda resmi ordu güçlerinin yanında  kullanılmışlardır. Yazıda, Türk devlet elitlerinin bu aparatı yalnızca iç siyasette değil, Orta Doğu’da ve Kafkasya’daki çatışmalarda kullandığını hatta devletin bu paramiliter geleneğini Batı Avrupa’ya kadar genişlettiğini tartışacağım. Paramiliter Örgütlerin Oluşumu Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden bu yana yüz yıldan fazla bir zamandır, farklı Kürt siyasal hareke

Kabil’in özgürleşmesi: PKK içinde Afganistan’ın özgürlüğü üzerine tartışmalar - Firaz Amargi

Afganistan’ı kim özgürleştirecek? 20 yıllık NATO işgalinden sonra, şimdilik ülke tekrardan Taliban kontrolüne girecek gibi görünüyor. (Makalenin 16 Ağustos tarihli olduğu hatırlanmalıdır-Ç.N.) Son yirmi yıldaki toplumsal, kültürel, insani yıkım ve öngörülebilir Taliban dehşeti, Batı kamuoyunda büyük ölçüde şaşkınlık ve umutsuzlukla yorumlanıyor. Ancak Afganistan halkları -ülke içi veya diaspora fark etmeksizin- ülkelerini Batılı askeri ittifaklardan ve İslamcı yöneticilerin boyunduruğundan nasıl kurtarabilecekleri sorusuyla karşı karşıyalar. Afganistan’ın kültürel, sosyal, politik ve jeo-stratejik öneminin tüm bölgeyi etkilemesinden ötürü bu soru, Ortadoğu’daki tüm demokratik güçleri etkiliyor. PKK içerisinde Afganistan’ın özgürlüğü üzerine tartışmalar 1990’lara dayanıyor ve bugün güncelliklerini hala koruyorlar. Bu sebeple, PKK’nin tarihine bir bakış Afganistan’ın geleceğini şekillendirmede faydalı olabilir.

 

PKK’deki İki Sindhi[i] Enternasyonalist

1990’lardan itibaren PKK’ye her geçen gün daha fazla enternasyonalist katıldı. Pek çoğu, PKK’nin deneyiminden öğrenmek ve bunu anavatanlarında uygulamaya geçirmek amacıyla katılmıştı.[ii] Sayıları yüzleri hatta binleri aşan bu enternasyonalist demokratlar -Türkler, Araplar, Çerkesler, Azeriler, Ruslar, Almanlar, Ermeniler ve dahası- arasından ikisi Sindhi[iii] bölgesinden gelerek PKK’ye 1990’larda katılım yapmış devrimcilerdi. Şam’daki PKK Merkezi Akademisi’nde kaldıkları aylar boyunca PKK Lideri Abdullah Öcalan ile PKK’nin mücadelesi, sosyalizmin geleceği ve Orta Doğu’daki çeşitli halkların durumu üzerine yoğun tartışmalara girdiler.

 

Abdullah Öcalan’la uzun bir konuşma sırasında, Sindhi enternasyonalistlerden biri – PKK’deki kod ismi Mazlum’du- Afganistan’ın o zamanki durumu üzerine değerlendirmelerini sordu. Öcalan’ın cevabındaki kısa analiz, anahtar sorunları ve bugün özellikle öğretici olan muhtemel çözümleri kapsıyor: “Öncelikle, Afganistan’da devrimci ideoloji olmadığını belirtmek zorundayız. Nacibullah[iv] Sovyetler’e tamamen bağımlıydı. Mücadelesi halkın gücüne dayanmıyordu. Tek önemsediği Moskova’ydı. Moskova ile olan ilişkileri bozulduğunda, kendisi de devrildi. Halkla olan ilişkisi çok zayıftı. Dahası, savaşa hazır değildi.  Afganistan’daki diğer güçlerin de halkla bağlantısı yoktu. Onlar da halka dayanmayan politikalara güvendiler. Yani, Afgan halkı için siyaset yapmıyorlar. Tüm politikaları, eskimiş bir ideoloji adına aşiretler ve aşiret bağlantıları için oldu. Afgan halkının tamamını tabanları olarak hiç değerlendirmediler. Tabii ki bu halkı rahatsız etti. Taliban bu durumdan nasıl faydalanılacağını biliyor. Ancak Taliban’ın gücü dışarıdaki güçlerle olan ilişkilerinin de bir sonucudur. Şimdi Amerika ve Pakistan’dan destek alacaklar. İslami bir alternatif geliştirmek istiyorlar, ki bu tamamıyla mümkün. Eğer Afganistan’da devrimci bir gerilla örgütü geliştirilebilseydi çok önemli şeyler başarabilirdi. Bunun gerçekleşmemesinin sebepleri gerçekten de büyük trajedidir. Afganistan’da PKK’ninkine benzer bir çizgiyi takip eden bir parti olsaydı, Afganistan çok önemli şeylere sahne olurdu. Şu anki haliyle, Afganistan’daki problemler çözülmeyecektir. Sadece daha da büyüyüp devam edecektir. Bu yüzden, bizim ideolojimiz ve politikamız halkımızın ve tüm Ortadoğu halkının yararınadır. Halkımızın şu anki durumu diğer halklara hizmet sunuyor. PKK gerçekten doğru temsil edilirse burada çok önemli bir alternatif güç olacaktır. İmkânımız olsaydı, partiyle bağlantılı bir grup kurardık ve [Afganistan'da] önemli bir rol oynayabilirdi. Şimdi tabii ki bu fırsat kaçtı. Ancak, bunun üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz. Neden? Çünkü başka seçenek yok. Hataları ve zayıflıkları, Nacibullah’ın nihai trajedisi oldu. 4 yıldır onların koruması altında. Afganistan’da pek çok sığınak var, neden oraya [Kabil’deki Birleşmiş Milletler Merkezi] sığındı? Bu yüzden şu anda bu durumdalar. Afganistan halkıyla hiç bağ kurmadılar ve hiç Afganistan’da yaşamadılar. Hep başka yerlerde yaşadılar. Evet güncel durumları budur. Tabii ki, oldukça üzücü.”

 

Afganistan için Umut

Batı'daki siyasi yorumcular ve NATO temsilcileri, Afganistan hakkında soru sorulduğunda şu anda kameralar önünde şaşkınlık ve karamsarlık sergileyebilirler. Bu umutsuzluğun Afganistan halkına nerdeyse hiçbir faydasının olmadığı, siyasi ve ahlaki açıdan düşünenler için net olacaktır. Bu nedenle Afganistan’ın gençleri, kadınları ve halklarının memleketleri için umut inşa etmeye başlamaları hayatidir. Abdullah Öcalan’ın Sindhi enternasyonalist Mazlum’a 1996’daki konuşmanın sonunda söylediği bugün hala geçerlidir: “PKK’nin deneyimlerinin onlar için önemli bir güç kaynağı olduğunu gerçekten de söyleyebilirim. Eğer bazı entelektüeller ve devrimciler PKK’nin ideolojisi ve deneyimleri üzerine çalışmalarda yoğunlaşsalar, kendi halkları için büyük bir kudret geliştirebilirler. Pek tabii, bunu yaparken hem sabırlı hem inatçı olmalılar.”

 

Kaynak: Bu makale, “The Liberation of Kabul: Discussions within the PKK about the Liberation of Afghanistan” başlıklı yazıdan, BiosEthosPoliticos Çeviri Ekibi tarafından çevirilmiş ve redakte edilmiştir.



[i] Kökenleri Pakistan’a dayanan, günümüzde Hindistan ve Pakistan’da yaşayan çoğunluğu Müslüman veya Hindu olan halk. (Ç.N.)

[ii] Abdullah Öcalan'ın 1990'larda çeşitli enternasyonalistlerle yaptığı konuşmaları içeren bir kitap hazırlığı mevcut. Kitabın ilk olarak 2022 yılında Almanca olarak yayımlanması bekleniyor. Bu makaledeki alıntılar bu kitaptan yapılan ön çevirilerdir

[iii] Sindhi halkının geleneksel yerleşim yeri çoğunlukla Pakistan sınırlarında kalmaktadır.

[iv] 1987'den 1992'ye kadar Afganistan Devlet Başkanı. Sovyet sürgününde birkaç yıl geçirdi. 1996'da Taliban tarafından öldürülene kadar, Kabil'de BM'nin korumasında dört yıl geçirdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Erkek nedir? - Atakan Mahir

Rojava'da Devrim ve Demokratik Komünal Ekonomi - Ferîk Özgür

Devrim ve Kooperatifler: Rojava Ekonomi Komitesi'yle geçirdiğim zaman üzerine düşünceler (I) - Rojava Enternasyonalist Komünü