Devlet-PKK çatışmasında Türk paramiliterleri - Ayhan Işık

  Ayhan Işık [i] Özet Bu makale, Türk devletinin paramiliter örgütlerinin zaman içindeki dönüşümüne ve bu örgütlerin muhaliflere, özellikle Kürtlere, karşı “kullanışlı” bir araç olarak nasıl kullanıldığına odaklanmaktadır. Paramiliter gruplar, yaklaşık kırk yıldır devam eden Türk devleti ve PKK arasındaki çatışmaların ana aktörlerinden biridir. Bu gruplar, 1980’den beri, özellikle savaşın yoğun olduğu zamanlarda bazen yardımcı kuvvet olarak, bazen de ölüm timlerine dönüşerek, PKK’yi desteklediği düşünülen Kürt sivillere karşı faili meçhul cinayetler, zorla kaybetmeler ve yargısız infazlarda resmi ordu güçlerinin yanında  kullanılmışlardır. Yazıda, Türk devlet elitlerinin bu aparatı yalnızca iç siyasette değil, Orta Doğu’da ve Kafkasya’daki çatışmalarda kullandığını hatta devletin bu paramiliter geleneğini Batı Avrupa’ya kadar genişlettiğini tartışacağım. Paramiliter Örgütlerin Oluşumu Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden bu yana yüz yıldan fazla bir zamandır, farklı Kürt siyas...

Fikirlerin gücünü kutluyoruz: Murray Bookchin'e övgü (V) - Roar Kolektif

 


Murray Bookchin'in 100. yaş gününü kutlamak amacıyla kolektif bir şekilde yazılan bu yazıdan alarak çevirdiğimiz serinin son yazısını yayınlıyoruz. Serinin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

 

Gezegen yanarken insanların istediklerini yapmakta “özgür” olduğu bir zamanda özgürlüğün anlamı nedir? Doğa kırımı (ecocide) ve faşizm dönemlerinde, insan özgürlüğünün durumuna ilişkin evrensel sorular ortaya atmak bir ölüm kalım meselesidir. Murray Bookchin'in süreklilikler ve bağlantılar açısından dünya hakkındaki bütünsel düşüncesi, dünyadaki hiçbir yaşamın şiddete ve tahakküme mahkum edilmediği konusundaki ısrarı, bize yaşamla ilişkimizi temelden yeniden düşünmemiz için bir dizi soru ve öneri sunar.

 

Solcu teori ve pratik, çoğu kez bağnaz ve doktrinerdir, insan sosyalliğinin çoğunu oluşturan yaratıcılığı ve sevgiyi ifade edemez. Ancak sosyal ekoloji bir dogma değil, baskıyı kader olarak görmeyi reddeden bir çerçeve ve zihniyettir. Sosyal ekoloji, bireyi toplumla uzlaştırır. Bireye toplumla ilişkisini tanımlama yetkisi verirken, sosyal ilişkiyi dönüştürebilen aktif bir fail olmasını sağlar. Hayatımızın her yönünü pazarlayan ve metalaştıran ve böylelikle şiddet ve tahakkümü normalleştiren neoliberal bir dünyada, Bookchin'in fikirleri radikal, toplumu seven, bireyci değil özgürlükçü bir bireyselliğe izin veriyor. Kapitalizmin yabancılaşma çağında iyileştirici bir çerçevedir.

Dilar Dirik*

 

*Siyasi sosyolog ve yakında çıkacak olan "The Kurdish Women’s Movement: History, Theory, Practice" kitabının yazarı.

 

*

 

Murray Bookchin'i ilk kez 1983'te 19. yüzyıl anarşizmine dalmışken okudum. Bir Marksizm eleştirmeni ve sosyal ekolojinin öncüsü olarak kazandığı statü konusunda utanç verici bir şekilde cahildim. Anarşizmi teorik olarak yeniden temellendirmesinin sonuçlarını tam olarak anlamam biraz zaman aldı. Bookchin'i okuduğumda Kropotkin'i duydum. Ama sonra John Clark’ın Anarşist An'daki makalesine rastladım ve Bookchin'in kurduğu anarşizm ve ekoloji arasındaki hayati bağlantıyı gördüm. Bu bağlantının izlediği bazı çizgileri şiddetle onaylamasa bile, yine de anarşinin yeniden tasavvurunun merkezinde yer aldı ve anarşizmin geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında yeni perspektifler açtı.

 

Bookchin'in Abdullah Öcalan’ın siyaseti üzerindeki etkisi, doğal olarak dikkati demokratik konfederalizme yeniden odakladı. Anarşist demokrasiyi savunması, çalışmalarının temel unsurlarından biridir, ancak dönemin  meşum zemini, 1980'ler ve 90'larda uluslararası politikanın sağa doğru kaydı. Bookchin,solu buna karşı örgütlenmeye çağırdı. 2006'daki ölümünden bu yana liberal demokrasilerde siyasetin kutuplaşması, sonuçlarının geçerliliğini güçlendiriyor: "Sol, 'solcu' bir ortak olarak katılan değil, egemen topluma devrimci muhalefet eden kendi arenasını göze almalıdır çalışmalarında.

 

Ruth Kinna*

 

*Loughborough Üniversitesi'nde siyaset felsefesi profesörü.

 

*

 

Geleneksel düşüncenin sınırlarını dışında etimoloji üzerinden düşünmek ve özümüzü tanımlayan sosyal ilişkileri keşfetmek için zamanda geriye gitmek. Sol-özgürlükçü (left-libertarian) açıklamalara antropolojik temeller getirmek. Varsayılanların hepsinin devam eden bir sorgulaması (daimi bir sorgulama). Bilimciliği reddeden bilimsel metodoloji.

 

Ekolojik sorunları sosyal sorunlara bağlamak. Salt sınıfsal sömürünün ötesine ve tahakkümün sorgulanmasına geçmek. Tüm tezahürlerinde hiyerarşiyi ayrıştırmak. İnsan ve insan olmayanın birbirine bağlılığı. "Dünya" dediğimiz bu güzel gezegende biyosferik bir ortak yaşam.Usufruct (intifa hakkı)”, bu kelimeye oldukça düşkündü.

 

Bunlar, Bay Murray'i düşündüğümde aklıma gelen şeylerden sadece birkaçı (yıllar önce tanıştığımızdan beri bana sevgi ve rehberliğini ekşit etmeyen harika kızı Debbie'ye ek olarak). Bunlar aynı zamanda Mr. Murray'in beni tanıttığı ve bugün yaptığım her şeyi tam anlamıyla bilgilendiren şeylerden sadece birkaçı.

 

Bay Murray'e, fiziksel ölümünden sonra da devam eden ebedi rehberliği ve insanın özgürlük mücadelesinde, ”gerçek özgürlük” mücadelesinde, benim gibi başkalarına yardım ve rehberlik etmek için büyüyen çocuklarına geçmesine yardım ettiği şefkat için teşekkür ederim.

 

Z.*

 

*Amerika'daki Black Socialistlerin kurucu ortağı ve ulusal koordinatörü.

 

Kaynak: BiosEthosPoliticos Çeviri Ekibi tarafından, "Celebration the power of ideas: a tribute to Murray Bookchin" başlıklı yazıdan alınarak çevirilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Erkek nedir? - Atakan Mahir

Rojava'da Devrim ve Demokratik Komünal Ekonomi - Ferîk Özgür

Devrim ve Kooperatifler: Rojava Ekonomi Komitesi'yle geçirdiğim zaman üzerine düşünceler (I) - Rojava Enternasyonalist Komünü