Fanon’un Marksist formülasyonu yenilemesi - MR Online
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Frantz
Fanon bugün politik hareketler tarafından sık sık anılmakta, ancak çoğu zaman Manichaeanvari
bir düşünür olarak yanlış anlaşılmaktadır.Bu yanılgıların ötesine geçmek, Fanon'a,
hayatına ve ortaya koyduğu eserlere geri dönmek, onun bir düşünür olarak ne
kadar özgün olduğunu takdir etmektir. Fanon’un teorileştirmesi deneyimleri
sonucu ortaya çıkmıştır. Siyasetinin her zaman bir açık ucu olmuştur. Fanon
için, kendi kaderini tayin hakkı,
önceden var olan bir senaryoya uymak yerine dünyayı icat etmekti. Eğer kapı
ırkçı, sömürgeci, Avrupalı evrenselliği tekelleştirme iddiaları tarafından kapatılmış olsaydı, sömürge karşıtı
mücadelenin somut evrenseliyle yeniden açılırdı.
Yeryüzünün
Lanetlileri'nde (1961), Fanon’un Karl
Marx ile eleştirel ilişkisi, Cezayir’in devrimci sömürge karşıtı hareketinin
içinden gelişmiştir. Ancak Marx'tan yaptığı en önemli alıntı Siyah Deri, Beyaz
Maskeler (1952)’dir. “Sonuç yerine” başlıklı son bölümdeki alıntı,
Marx'ın Louis Napoleon'un Onsekizinci
Brumaire'inden alınmıştır:
“Toplumsal
devrim şiirselliğini geçmişten değil, yalnızca gelecekten alır. Geçmişle ilgili
tüm boş inançlarından sıyrılmadan kendisini başlatamaz. Daha önceki devrimler,
kendi içeriklerine karşı kendilerini uyuşturmak için dünya tarihinin
hatıralarına dayanıyordu. On dokuzuncu yüzyıl devrimleri, kendi içeriğini
bulabilmek için ölülerin ölüleri gömmesine izin vermek zorundadır. Daha önce
ifade içeriği aşıyordu; şimdi içerik ifadeyi aşıyor.”
1852'de
yazılan, Fanon’un dikkatini çeken, Marx’ın Louis Napoléon Bonaparte tarafından
1851 darbesinin şiirsel ve dramatik tarihsel anlatımıdır. Bu varoluşçu ve
materyalist görüş Fanon için esas teşkil etti.
Fanon’un
Onsekizinci Brumaire'den aldığı
alıntıda, Marx yalnızca 18. ve 19. yüzyıl devrimleri arasındaki fark hakkında
değil, aynı zamanda burjuva ve proleter devrimler arasındaki fark hakkında da
yazıyor. İki paragraf sonra, Marx şunu ileri sürer:
“Burjuva
devrimleri … başarıdan başarıya daha hızlı savrulur … ama kısa ömürlüdür … Öte
yandan, proleter devrimler … kendini sürekli eleştirir, sürekli kendi rotasında
kesintiye uğrar, yeniden başlamak için görünüşte başarılmışa geri döner ... ta
ki geri dönüşü imkansız kılan bir durum yaratılıncaya kadar.”
Radikal
dönüşümler (radical mutation)
Aynı
şekilde Fanon, Afrika devriminin “tarihsel bir süreç” olduğu konusunda
ısrarcıdır ve Yeryüzünün Lanetlilerinde “Tarihsel bir süreç anlaşılamaz,
ona tarihsel biçim ve içerik veren hareketleri tam olarak ayırt edebildiğimiz
ölçü dışında anlaşılabilir veya kendi kendine netleşemez.” der. Fanon’un,
devrimin “biçim ve içeriğine” göndermesi ve yeni öznelliklerin yaratılmasının “doğaüstü
güçlerin” sonucu olmadığı, devrimci süreçte doğduğu konusundaki ısrarı,
Marx'tan atıfta bulunduğu satırları anımsatmaktadır. Marx, devrimin “Geçmişle
ilgili tüm batıl inançlardan sıyrılmadan kendisiyle başlayamayacağını” yazar; “Kendi
içeriğine karşı kendisini uyuşturmak” yerine “kendi içeriğini” bulmalıdır.
Fanon’un
-devrimin yarattığı ve insanların mücadele esnasında değişmesine sebebiyet
veren-“radikal değişimler” dediği şeyle yeniden keşfettiği, Marx'ın ifadesiyle,
“biçimi aşan” içerikti. Sömürgeci baskının üstesinden gelmenin, ezilenlerin
kendi koşullarını ve benliklerini dönüştürerek tarihlerinin bilinç üreticileri
haline geldiği “gerçekliğin” aksine “öznel bir tutum” gerektirdiğinde ısrar
etti. Marx, çağdaş Alman filozof Ludwig Feuerbach üzerine yazdığı en ünlü
tezinde aynı ruhu doğrulamaktadır:
“Filozoflar
dünyayı yalnızca çeşitli şekillerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir.”
Fanon,
Batı açısından Cezayir Savaşı’nın yeni bir tiyatrosunu açma olasılığını
değerlendirme görevindeyken yazdığı 1960 defterlerinde şunları gözlemlemiştir:
“Bir kez daha Marksist formülasyona geri dönmeliyiz. Muzaffer orta sınıflar,
dünyadaki en aceleci, en girişken, en ilhakçılardır.” Marx, Onsekizinci
Brumaire'de, burjuvazinin “mücadelelerinin burjuva tarafından sınırlı
içeriğini kendilerinden nasıl gizlediğini” ifade eden bir zaferden ve “Evrensel
iradeyi” temsil ettiklerini iddia edenlerin gerçekte bir hizbi temsil etmelerinden
bahsetmiştir.
Fanon,
“Fransız burjuvazisinin Avrupa'yı ateşe vermesinin kesinlikle kendi iradesi
için olduğunu” ekledi. Burjuva devrimleri kendilerini geçmişin şiirleriyle
uyuşturdu ve Fanon, Afrika devrimlerine de aynı şeyin olabileceği konusunda
uyardı. Fanon, karşılaştıkları en büyük zorluğun sadece materyal değil, siyasi
olduğunu da ileri sürdü: “Benim açımdan” diyor, “kültürlere ve siyasi çevrelere
ne kadar derin girersem, Afrika'yı tehdit eden büyük tehlikenin ideolojinin
yokluğu olduğundan da o kadar emin olurum.”
Burada
ve Yeryüzünün Lanetlileri’nde,
Marx'ın Onsekizinci Bruimare’indeki
iddiasının yankıları vardır: “Tüm göçüp gitmiş kuşakların oluşturduğu gelenek, yaşayanların beyinlerine bir kâbus gibi çöker … endişe içinde geçmişten
ruhları yardıma çağırır, onların adlarına, sloganlarına, kıyafetlerine sarılır,
dünya tarihinin yeni sahnesinde bu eskilerde hürmet edilen kılıklara bürünür ve
bu ödünç dille oynamaya çalışırlar.” Fanon, bu ödünç alınmış dil üzerine
düşünceleriyle Yeryüzünün Lanetlileri’ndeki
“Ulusal Bilincin Tuzakları” adlı üçüncü bölümünü açar ve şunları söyler:
“Tarih
bize açıkça, sömürgeciliğe karşı savaşın milliyetçilik çizgisinden bir anda uzaklaşmadığını
öğretmiştir.” Fanon’a göre, bu
savaşın başarısının önündeki en büyük zorluk, “Seçkinlerin hazırlıksız
olması, kitleler ile kendileriyle pratik bağların olmaması, ilgisizlikleri ve
evet, mücadelenin kritik anındaki seçkinlerin korkaklıkları”dır.
Mücadele
içinde mücadele
Fanon
için sömürgecilik karşıtlığı konusunda sorunlu olanın özünde, bu seçkinlerin
hizipsel çıkarlarını bir bütün olarak ulusal çıkarları olarak yanlış tanıtması
yatmaktadır. Yeryüzünün Lanetlileri’nde,
burjuva çıkarları için bir perde olan “Afrikalılaştırma” mevzusunu sert bir
şekilde eleştirmektedir. Fanon’a göre, sömürge karşıtı mücadele içinde her
zaman ideolojik bir mücadele vardır. Onun popüler praksisini
entelektüelleştirme fikri, özgürlük için yeni bir anı ifade etmektedir ve halk
isyanının nedeninin onaylanmasına dayanan yeni kavramlar geliştirmiştir. Bu
kavramlar, zamanın radikal hareketlerinin liderlerinin -Cezayir kurtuluş
hareketinin ilk liderlerinden biri olan ve “yaşamdan
yararlanmak ve eylem ilkelerini doğrulamak için devrimcinin somut yaşamda kök
salması” gerektiğini söyleyen - Hocine Aït Ahmed gibi, fikirlerine de
yansımıştır.
Fanon'a
göre, entelektüelleştiren popüler praksis, militanların bakış açılarını
değiştirmelerini kendilerini
eleştirmelerini istedi. Fanon’un A Dying
Colonialism’de açıkladığı gibi:
“Sömürgeleştirilenlerin
tepkilerinin her birini sabırla ve anlaşılır bir şekilde analiz etmek gerekir
ve bunları anlamlandıramadığımız her an; herhangi bir kolonyal durumda bir
buluşma alanı bulmanın imkansızlığı dramının tam da göbeğinde olduğumuzu kendimize
söylemeliyiz.”
“Mücadele
içindeki mücadelenin” gerekliliğini vurgulamak için Marx'tan yararlanır. 1960
defterlerinde, “bir kez daha Marksist formülasyona geri dönmenin” kaçınılmaz
olduğunu yazar.
“Afrika'da,”
diye devam eder, “bağımsızlığa kavuşan
ülkeler, orta sınıflar veya aniden iştahlanan prensler kadar istikrarsızdır.”
Ulusal kurtuluş mücadelelerinin burjuva tarafından ele geçirilmesini önlemek ve
Afrika birliğinin somutlaşması için “burjuva aşamasını atlamak” gerektiğini öne
sürer:
“Yaklaşık üç yıldır, destekçilerinin çoğunluğunun öznelci
bataklığından bu puslu Afrika birliği fikrini ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
Afrika birliği, temelinde Afrika Birleşik Devletleri'ne ‘orta sınıf [burjuva]
şovenist aşamadan’ geçmeden ulaşılması önerilen bir ilkedir.”
Dikkatli dinleme ve kritik katılım
Bu
görüşe göre, burjuva milliyetçisi şovenisttir, örtük olarak yolsuzluğa
kapılmıştır ve kente sabitlenmiş milliyetçi partiler, sömürge masasında bir
koltuk istemektedir. Bazı Marksistler, Fanon’un, mevzu kırsal köylülük ve kent
yoksulları gibi siyasi aktörlere geldiği zamanki isyan mantığını ciddiye alma
taahhüdünü görmezden gelmiştir. Ancak Fanon için, çoğunlukla mantıksız ve
yerleşik siyaset normlarının dışında kabul edilenlerin düşüncelerini ve
eylemlerini dikkatle ve eleştirel bir şekilde dinlemek esas meseledir.
“Oportünizm” olarak adlandırdığı şeyi ve çağ dışı kalmış sayılan halka yönelik
idari tavrı, tıpkı halkı “otantik” olarak övdüğünü düşündüğü insanları
eleştirdiği gibi sert bir şekilde eleştirmiştir. Fanon, her şeyin mücadelede ve
aşağıdan yukarıya yeniden düşünülmesi gerektiğini söylemiştir.
Marksist teorisyen Raya
Dunayevskaya’nın Rosa Luxemburg, Women’s Liberation and Marx’s
Philosophy of Revolution’nda “Yaşamının sonuna kadar, Marx'ın köylülüğü
yalnızca proleter zaferin müttefiki olarak değil, aynı zamanda ‘muhtemelen daha
yeni devrimler için araçsal’ olarak gördüğünü de hatırlamalıyız.” demiştir.
Dunayevskaya’ya göre, “Marx, Rus köylü
komününün kalıntılarının tarihini irdeledi, geri kalmış Rusya'da bir devrimin
gerçekten söz konusu olamayacağını düşünmedi. Ve bunu sene 1882’deyken söyledi!”
Marx
gibi Fanon da teoriye meydan okuyan ve katkıda bulunan hareketlerin öneminin
altını çiziyor:
“Son 50 yıldır, az gelişmiş ülkelerin tarihi tartışılırken
-burjuva evresinin atlanıp atlanamayacağı- gündeme getirilen teorik soru,
mantıkla değil, devrimci eylem alanında yanıtlanmalıdır.”
Fanon’un
soyut mantıktan ziyade somut devrimci eylem tarafından yönlendirilen sürekli
devrim tartışması, genellikle formüle dayalı incelemelerle tıkanan Marksist bir
tartışmaya gerçek bir katkıdır. Mücadeleler, soyut teoriye uyan güçlerin
sahneye çıkmasını bekleyemez. Lenin, İrlanda’daki 1916 Paskalya Ayaklanması’nı
devrim için bir “basil” olarak görürken, Fanon, bunu Yeryüzünün Lanetlileri’nde bir adım daha ileri götürmüştür.
Artık uyuyan Avrupa işçi sınıfını beklemeye istekli değil, yalnızca Avrupa'da
hayal edilen yeni bir hümanizmi gerçekleştirmek, sömürgeleştirilmiş dünyanın
insanlarına kalmıştır.
Halk Tabanlı Özgürleşme
Fanon,
ulusal toplumsal mücadele biçiminin gerekli olduğu konusunda ısrarcıdır. Fakat
aynı zamanda, ulusal bilinç sosyal ve politik bir programda geliştirilmezse,
devlet ile eşanlamlı hale gelir ve politik güç, sömürge devlet aygıtına erişim
yoluyla görülür. Ulusal kurtuluş gerçekliği boş bir kabuk haline gelse bile,
ulus-devlet bir arzu nesnesi olarak kalır. Tıpkı kent-kır ayrılığının, ikili
iktidar sistemi ve “yerli” merkezileştirici otoritelerin kuluçkalanması ile
sömürgeciliğe hizmet etmesi gibi, ulusal burjuvazi de sömürge devletini ele
geçirmekte ve hatta mekanizmasını mükemmelleştirmekte, çoğu zaman baskıyla
desteklenen patronaj ve etnisite anlamında hızlanmaktadır. Devlet gücü ulusu,
hatta partiyi değil, kişisel servetle özdeşleşen bir fraksiyonu temsil eder.
Marx’ın Onsekizinci Brumaire’de belirttiği gibi: “Tüm devrimler bu makineyi parçalamak yerine onu mükemmelleştirdi.” Sömürgecilik
karşıtı devrimlerin bundan pek de farklı
olmadığı ortaya çıkmıştı. Fanon, partinin veya devletin yerine ezilenlerin
kendi kendini örgütlemesini bir kurtuluş modeli olarak görmemiştir. Bağımsızlığın
ardından halk ve devlet arasında, çok zor bir görev olduğunu anlasa bile, kendi
kendini özgürleştirmenin anahtar kelime olarak kaldığı yeni bir diyalektiğe
kendini adamıştı.
Ölmek
üzereyken yaptığı son çalışmasında, Fanon’un, Afrika’nın çeşitli yerlerinde
gördüğü sömürge devletleri hakkındaki karamsarlığı, aşağıdan kendi kendini
örgütlemenin özgürleştirici olasılıkları hakkındaki bir iyimserlikle
eşleştirildi. Tarihin şekillendiricileri olarak ezilenler, “tarihi kendi
ellerine alma” ve akıllarını bir araya getirme meselesine odaklanmalıydı. Siyasi
militanın rolü, “onlara her şeyin onlara bağlı olduğunu acımasızca öğretme”
taahhüdüdür. Belki de bu, Marx'ın “devletten sıyrılmak” dediği şeyin bir
ifadesiydi. Tekil bir olay olarak özgürlükten çok uzak olan bu “acımasızlık
öğretisi”, Fanon’un bitmeyen bir radikal hümanizm ya da sürekli devrim
pratiğine olan bağlılığıydı.
Kaynak: Bu metin, “Fanon’s
renewal of the Marxist formula” başlıklı yazıdan BEP Çeviri ekibi
tarafından çevirilmiş ve redakte edilmiştir.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Selamlar, arşiv kısmında makale başlıklarını görebilirsek, başlığa göre seçerek okuma imkanı olur. Bu blog ayarlarından yapılıyor . Blog faydalı, emeği geçenlere şükranlarımızı sunuyoruz.
YanıtlaSil