Kürdistan özelinde Türkiye'nin paramilitarizm tarihi - I
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Modern Devletin Karanlık Perdesi: Paramiliter Gruplar ve Paramilitarizm
Paramiliter gruplar ve paramilitarizm, Kürdistan’da ve Türkiye’de 90’lardan bu yana hep tartışılageldi. Devletin içerisinde yuvalanmış suç örgütleri olarak işleyen bu yapılar, “devletin bekası”nı korumak adına katliam yapmaktan geri durmadılar. Bunu yaparken ise, daima üzerlerine bir cezasızlık zırhı geçirildi. Ancak son dönemlerde sıkça tartışıldığı üzere, devletin kullanışlı birimleri olan bu gruplar kendi içerisinde de farklı bir denge barındırmakta. Yeri geldiğinde çıkar çatışması yaşayıp, birbirleriyle mücadeleye girmekteler, hatta tasfiye edilmekteler. Gazeteci Barış Balseçer, bu karmaşık suç örgütlenmelerini, 90’lardan günümüze aldığı biçimiyle araştırmacı-tarihçi Dr. Ayhan Işık’la konuştu.
Paramiliter
ve paramilitarizm nedir? Kavramsal olarak hangi dönemde tanımlanmış ve
kullanılmışlardır?
İki kelimeden oluşan paralimiterdeki
“para”; ötesinde yanında veya arkasında gibi anlamları olan bir kelimedir.
“Militer veya militarizm” ise silahlı birlikleri tanımlayan bir ifade.
Paramiliter genelde “silahlı birliklerin yanında olan, onlarla birlikte hareket
eden” anlamına gelir. Kavram daha açık bir ifadeyle yarı ve gayri resmi devlet
yanlısı silahlı gruplar için kullanılır. Karakter olarak paramiliter gruplar elbette çok uzun bir tarihe
sahiptir. Fakat terim, 1930’lu yıllarda Hitler yanlısı gruplar için
kullanılan bir ifadedir. Literatürdeki kullanımı sıklıkla İkinci Dünya Savaşı
sonrasıdır.
Paramilitarizm, devletin
çeşitli dönemlerde anayasal olarak tanımladığı güvenlik güçleri dışında gruplar
oluşturup veya var olan kimi grupları belli amaçlar doğrultusunda kullanmasıdır.
Bu yapılar ordunun, polisin hiyerarşisi içerisinde değildirler. Devlet bu
grupları belli bir strateji çerçevesinde harekete geçirir.
Doktora
tezinizde paramiliter grupları yarı ve de gayri resmi olarak ele aldınız. Yarı resmi ve
gayri resmi paramiliter gruplar hangileridir ve bu kategorizasyonu neye
göre belirlediniz?
Yarı resmi (semiformal)
ve gayri resmi (informal) benzeri ifadeler parmilitarizm literatüründe yer
alıyor. Türkiye örneğinden yola çıkarak doktora tezimde bunları yeniden
kategorize etmeye çalıştım. 90’lı yılları ele alarak köy koruculuğu ve özel
timleri yarı resmi gruplar olarak tanımladım.
Örneğin özel tim, polis
departmanının altında oluşturulan bir gruptur. Normalde bu grup üyeleri devlet
memurudur ama özel timin ideolojik yaklaşımları, işe alım süreçleri,
gerçekleştirdikleri şiddet türleri yasalara uygun değil. Resmi bir kuruma bağlı
alt birim olmasına rağmen eylemleri gayri resmidir.
Korucular da bu gruba
dahildir. Devlet 1924’lerde çıkardığı Köy Kanunu’yla “her köye bir korucu” sistemi
kurmuştur. PKK silahlı mücadele başlatınca, devlet bu Köy Kanunu’nu 1985
yılında yeniledi ve koruculuğu daha sistematik bir hale getirdi. Ama Köy
Koruculuğu ordu ve polisin hiyerarşisi içerisinde yer almıyor. Jandarma’ya
bağlılar ama jandarmanın hiyerarşisi içerisinde de değiller.
Konuyla ilgili çalışan
birçok akademisyen onları geç Osmanlı dönemindeki Hamidiye Alayları’na
benzetiyorlar. Sistem yasal olarak kurulmuştur ama devletin güvenlik hiyerarşisinin
hiçbir yerinde yer almıyorlar. Dolayısıyla bu iki grubu yarı resmi olarak
tanımlamak mümkün. JİTEM ve Hizbullahı ise gayri resmi gruplar olarak tanımladım.
Bu grupların öncelikli görevi nedir?
Paramiliter gruplar
devletler arası savaşlarda kullanılsalar da, genellikle iç çatışmalar ve iç
savaşlar sırasında aktif hale getirilirler. Bu gruplar genel itibariyle silahlı
muhalif gruplarla çatışmaktan çok onları destekleyen sivillerle aralarındaki
bağı koparmayı misyon edinirler. Yani ağırlıklı olarak sivilleri, silahlı yada
siyasi mücadele sürecinde toplumu örgütleyen, topluma öncülük eden kişileri
hedeflerler.
Bu grupların yönetilip, yönlendirildiği bir
merkez bulunuyor mu?
Birkaç yönlendirme merkezi olabiliyor. Fakat paramiliter grupları paralı askerlerden,
diğer silahlı birliklerden ayıran temel nokta ideoloji ve devletle bağıdır.
İdeolojik olarak devlet elitleri ile benzer fikirlere sahip silahlı gruplar
kurulup kullanılıyor. Aynı ideolojiye sahip olmaları (Jitem ve Özel Tim gibi),
belli bir stratejinin parçası olarak kurulmaları (koruculuk gibi) nedeniyle
paramiliter grupları parçası oldukları stratejilerini, eylemlerini devletle
ilişkili şekilde ele almak gerekiyor. Ama devletin dışında yerellerde kurulan
bazı çeteler, gruplar da var. Bu gruplar
bağımsız şekilde ortaya çıksa bile devletin belli bir stratejisi üzerinden
hareket edebiliyorlar ya da oraya doğru yönlendiriliyorlar. Tam da bu noktada Hizbullah’a
bakmak gerekiyor.
Hizbullah komple “biz bu savaşta devletin yanındayız” diye örgütsel bir
karar mı aldı yoksa Hizbullah içerisinde karar alma mekanizmasındaki bazı
kişiler, örgütü devletin bu stratejisine mi kattı bilemiyoruz. Ama ideolojik olarak
PKK’ye karşı olduklarını çok net biliyoruz. Dolayısıyla paramiliter grupları
kuran veya yönlendiren devlet elitleri ile ‘ortak düşmana’ karşı birleştiler.
Bu bazen yasal kılıfla bazen de yarı resmi ya da gayri resmi yöntemlerle
yürütüldü.
Peki
paramiliter gruplar kendi aralarında farklılaşıyor mu?
Paramilitarizm kendi
içerisinde birkaç farklı grubu barındırır. Paramiliter gruplar 10 kişiden
oluşan ölüm timlerinden 10 binlerce kişiden oluşan milis gruplarına kadar,
oldukça geniş bir spektruma sahip, hem sayı hem de nitelik olarak çok farklı
kategorilerde ele alınan; modern devletler için çok işlevsel şiddet
araçlarıdır.
Son dönemde ABD’deki
seçim sürecinde sokaklarda silahlarla dolaşan Trump taraftarları da aslında
paramiliter gruplardı. İngilizcede “vigilante” yani kendi
başına kanun ve kural koyan gruplar ‘paramilitarizm’ içerisinde
değerlendiriliyor. Amerika’daki bu gruplara vigilante gruplar diyebiliriz.
Vigilante, devlet ve
hükümet yanlısı milisler, ölüm timleri nitelikleri farklı olan gruplardır. Ölüm
timleri dediğimiz gruplar (Death Squad) az sayıda kişiden oluşurlar. Ölüm
timlerine de JİTEM örnek verilebilir. Çok daha radikal gruplardır ve öldürmekte
kullanılırlar. Vigilante dediğimiz gruplar ise ağırlıklı olarak muhalif bir
grup ya da gruplar üzerinde baskı kurmak amacıyla kullanılırlar. Pogrom ya da
yerel katliamlarda ve devlet yanlısı eylemlerde öne sürülen gruplardır.
Devletin çeşitli sorunları olduğunu, bu sorunların halledilmesi gerektiğini ve
bu amaçla "devlete destek olmalıyız" diye düşünen gruplar “vigilante”
örneklerdir. Kendi başlarına ya da devletin içerisinde resmi olmayan
networklerle misyonlar edinip harekete geçiyorlar. Trump taraftarları
Almanya’daki neo-naziler ve ülkücü gençlik gibi...Milisler ise Kuzey Kürdistan’daki
köy korucularına benzer gruplardır.
Paramiliter
grupların kullanımı ile “şiddet tekeli” arasındaki bağ nedir? Devlet şiddet
kullanma tekeline sahip midir?
Max Weber devleti,
“şiddet kullanma tekeline sahip bir güç” olarak tanımlar ve Weber’in bu tanımına dayanılarak “modern
devlet” tanımlanır. Tanım devletin tanımlarından sadece birisidir fakat
devletin şiddet kullanma tekeli ve bunun meşruluğu genel bir kabul görür.
Devlet ve şiddet aygıtlarını kullanma, bunun meşruluğu vb konular oldukça
tartışmalıdır. Son dönemlerde buna ilişkin önemli tartışmalar ve eleştiriler de
var, devlet şiddet kullanma tekeline sahip değildir, “devlet bazen bu şiddet
kullanma tekelini çeşitli gruplarla paylaşır veya bazen taşeron gruplara
devreder” üzerinden literatürde çeşitli tartışmalar yapılıyor. Paramiliter
şiddeti bu son dönem tartışmaları içerisinde değerlendirebiliriz.
Anayasa, toplumun kendi
ve devletle arasında bir konsensüsü olduğundan, sanki toplum devlete şiddet
tekelini belli kurumlar üzerinden vermiş gibi anlaşılıyor. Oysa bu bir
yanılsamadır. Ulus–devletin kendisi nasıl ki yaratılmış hayali bir yapı ise,
“şiddet kullanma tekeli” tanımı da hayalidir. Ulus–devleti, yani modern devlet
şiddetinin komplike halini yeterince tanımlayan bir tanım değildir. Modern
devletin şiddeti kullanma repertuarı çok daha geniş ve karmaşıktır. Kısaca “şiddet tekeli” modern devletin şiddet
ilişkisini tam açıklayamıyor.
Paramiliter
grupların 'devletin şiddeti kullanma mekanizması' içerisinde yeri var mı?
Weber’in tanımının yetersizliğine
rağmen paramiliter gruplar, genel itibariyle modern devletin şiddet kullanma
meşruiyetine sahip yasal kurumları içerisinde olmaması gereken gruplardır.
Çünkü devletlerin ordusu, polisi ve şiddet kullanma yetkisi verilmiş resmi
birimleri bulunuyor. Devlet polise ve orduya yasal çerçevede “şiddet kullanma”
yetkisini zaten veriyor.
Ama
kimi zaman devletin bambaşka gruplarla işbirliği içerisine girdiğini görüyoruz.
Demokratik rejimlerden
totaliter olanlarına tüm rejimler bu tür
yapıları kullanıyor. Bazen devlet bu grupları kendi eliyle oluştururken, bazen
de zaten var olan çeşitli grupları kendi amaçları doğrultusunda kullanır. Paramiliter gruplar, devlet yanlısı
gruplardır. Ağırlıklı olarak devletin ya da rejimin taraftarı olan sağcılardan
oluşturulan ekiplerdir. Fakat sosyalizm ile yönetilen ülkelerde de bu gruplar
mevcuttur. Dolayısıyla paramilitarizm kapitalist ya da sosyalist ülkeler
ayrımından çok, modern devlete içkin bir kavram ve aparattır.
Paramilitarizm neden ulus–devlet ya da “modern
devlet” ile birlikte tanımlanıyor?
Modern devlet; sınırları belli, şiddet kullanma tekelini belli grupların
elinde tuttuğu, ekonomik sınırları belli olan ulus–devlet formudur. Ülkeyi,
teritoryayı tanımlayan bir çok kriterin yeniden oluştuğu bir süreçtir modern
devlet. Öncesinde korsanlar, eşkiyalar, paralı askerler yani farklı farklı
silahlı gruplar bulunuyor. Örneğin 1500 – 1800 yılları arasında İngilizlerin
dünyanın farklı yerlerinde çeşitli korsan gruplarla çalıştığı biliniyor.
Korsanları günümüz kavramlarıyla tanımladığımızda, devletlerle işbirliği
yaptığı ölçüde günümüzdeki paramiliter gruplara benzerdir. Fakat modern devlet
yani ulus–devlet dediğimiz yapı çok daha farklı bir süreçtir. Burada devletin
anayasal bir tanımı var. Bundan dolayı devletin resmi organları dışında silah
kullanan grupları “paramiliter” olarak tanımlıyoruz. Fakat bazı ülkelerde
paramiliter gruplar resmi olarak da silahlı birliklerin hiyerarşisi
içerisindedir.
Dünyada
kullanılan paramiliter gruplara örnek verirseniz.
Kuzey İrlanda’daki
protestan paramiliter gruplarla İngiltere’nin ilişkisini literatürde çok net
görebiliyoruz. Eski emekli İngiliz askerlerinin bu grupları silahlandırdığı,
silah eğitimi verdiği ve yönlendirdikleri biliniyor. 1960’lı yıllarda Fransa da
Cezayir’de benzer grupları kullandı. Kısaca demokratik ya da diktatörlükle
yönetilsin birçok devlet bu aparatı kullanıyor.
Yapılan niceliksel bir
araştırmada 1981 – 2007 arasındaki dönemde iç savaşların yüzde 88’inde üç
yüzden fazla paramiliter grubun kullanıldığı ifade edilmektedir. Yani aslında
demokratikleşmiş ülkelerden en totaliter devletlere kadar paramiliter grupların
kullanılma alanları ve gerekçeleri global ölçekte değerlendirilecek bir
durumda.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder